Aynı Esansiyel Hipertansiyon da olduğu gibi, kontrol altında olmayan şeker düzeyleri, hastalarda, sonuçta damar sertliği yani ateroskleroz dediğimiz hasara ve bu yolla kan basıncı yüksekliğine neden olur. Bunun sonucunda da özellikle kalp, beyin ve böbrek damarlarında oluşan hasarlar bayağı ciddi sağlık sorunlarına yol açar.

Özellikle Trigiliserid ve LDL kolesterol yüksekliği ve HDL kolesterol düşüklükleri, hele bir de düzensiz şeker hastalığı varsa, normale dönmeleri konusunda çok özen gösterimesi gereken bir konudur. Önem gösterilmez veya farkında olunmazsa hemen altta söyleyeceğimiz ciddi damar problemlerine yol açar.

Gerek hipertansiyon, gerek kan yağlarının yüksekliği ve gerekse de kontrolsüz şeker hastalarında oluşacak beyin damarları sertliğine bağlı, kısmi ve kalıcı felçler, koroner arter hastalığına bağlı kalp krizleri (Akut Myokard Enfarktüsü), özellikle bacaklarda periferik damar hastalıkları uzuv kayıplarına yol açabilecek çok ciddi riskler oluşturan hastalık tablolarıdır.

Yine kontrolsüz şeker hastalarında, gerek böbrek damarları, gerekse de böbreklerin dokusunda oluşacak zaralar sonunda dialize bağlanmaya kadar gidecek böbrek yetmezlikleri kaçınılmazdır.

Gözün en arka kısmı “Retina” dediğimiz bir kılcal damar ve çok hassas sensör dediğimiz sinirlerden oluşan bir ağ tabakasıdır. Gerek hipertansiyon ve gerekse de düzensiz giden şeker hastalığı bu hassas tabakada hasara yol açar. Küçük kanama odakları, dekolman dediğimiz retina yırtıkları, sarı nokta dediğimiz oluşumlar ve hepsinin sonucunda görme kaybı cok ciddi problemlerdir.