Genellikle damar sertliğine bağlı olarak beyindeki büyük damarlar, ya da özellikle yüksek tansiyonun uzun süreli etkilerine maruz kaldıklarından beynin orta bölgelerindeki küçük damarlar tıkanabilirler. Bazen de kalpte oluşan kan pıhtılarının beyine atılmaları ile bu damarlarda kan akışı engellenebilir (kardiyo-embolizm).

Bunun sonucunda o beyin bölgesi ile ilgili beden alanında işlev bozukluğu ortaya çıkar. Bu bozukluk çift görme, görme alanı bozukluğu, yarı beden alanında duyu ya da güç azlığı (felç), konuşma bozukluğu ya da dengesizlik şeklinde olabilir. Bu belirtilerden biri, ya da bir kaçının birlikte olması yanı sıra çok kısa süreli ya da kalıcı olabilme olasılığı vardır. Gelecek yaşamda ağır engellilik yaratma olasılığı ve hatta ölüm riski nedeniyle beyin damar tıkanıklıkları çok ciddiye alınmalıdır. Bunun için en temel yaklaşım korunmadır. Bu da sağlıklı yaşam tarzı ile gerçekleşebilir. Tüm kalp ve damar hastalıkları, diyabet gibi hastalıklardan sağlıklı yaşam biçimi ile bir dereceye dek korunmak, geciktirmek olasıdır. Az alkol kullanmak, sigara hiç kullanmamak, obeziteden kaçınmak, yürüyüş ve egzersiz yapmak, sağlıklı bir diyet ile beslenmek esas olmalıdır.

Günümüzde beyin damar tıkanıklıklarının kalıcı hasar bırakmasını engellemek için trombolitik tedavi uygulanır. Birçok tıp merkezinde acil servislerde nöroloji uzmanları tarafından uygulanan bu tedavi ile büyük bir damar tıkanıklığının yarattığı felç tablosunun kısa sürede çözülmesi mümkündür. Ancak bu tedavi felç gelişiminin ilk birkaç saati içinde uygulanırsa etkili olur. Bu nedenle bir kişinin felç geçirdiği fark edilirse hiç vakit kaybedilmeden bir tıp merkezine götürülmesi gerekir.

Bundan sonra yapılacaklar tansiyon, şeker, üre gibi bedensel özelliklerinin düzgün olması açısından hastayı takip etmek için hastaneye yatırmak olabilir. Bundan sonra da kas güçsüzlüğü varsa rehabilitasyon yapılması gerekebilir. Uygun merkezlerde konuşma bozuklukları için de rehabilitasyon verilebilmektedir.

Sonraki beyin damar tıkanıklıklarından korunmanın en temel ilacı asetil salisilik asittir. Bazı hastalarda bunun yerine ya da birlikte başka kan sulandırıcı denen (anti-agregan) ilaçlar verilebilir. Beyin enfarktüsü hastalarında en önemli organ kalptir. Kalpten pıhtı atıp atmadığını anlamak için ayrıntılı araştırmalar yapılır. Böyle bir durum varsa anti-agregan değil farklı bir grup kan sulandırıcı (anti-koagülan) verilebilir. Anti-koagülanlar çok ciddi takip gerektiren önemli ilaçlardır. Warfarin verilirse sık aralarla kan takibi gerekir. Bunun yerine “yeni anti-koagülanlar” verilirse kan takibi geremese de bunlar da ciddi takip gerektiren ilaçlardır.

Ayrıca beyne kan geçişini engelleyen plaklar olup olmadığını anlamak için boyundaki beyne giden ana damarlara da ultrason ile bakılır. Tıkanıklık oluşturacak denli ciddi plaklar operasyon ile alınabilirler.